Sevgili eşimin kaleminden çok hoş bir yazı. Keyifle okumanız ve yorumlarınızla katkıda bulunmanız dileğiyle...
Gönül insanı Mevlana, güldürü
üstadı Nasreddin Hoca. İkisi de bu coğrafyada yaşamış bu iklimin insanlarına
yön vermiş bu coğrafyanın ortak aklı ile seslerini dünyaya duyurmuş manevi
şahsiyetler. Şimdiki akıl muvazenemizle her ne kadar her ikisi içinde farklı
roller biçmiş olsak da aslında o zaman için bu iki önemli şahsiyet de
çevrelerine aynı minvalde ışık tutmuş insanlar. Aynı tarz olaylara ya da
düşüncelere yaklaşımlarında Nasreddin Hoca daha çok "olan" yani
mevcut durumu vurgularken Mevlana olması gerekenden yola çıkarak bir şeyleri
anlatmışlardır. Herkes tarafından bilinen söylemlerine bir bakacak olursak bunu
daha net algılayabiliriz.
Hoca
Nasreddin "Ye kürküm ye derken", Rumi "Ne insanlar gördüm
üzerlerinde elbise yok ne elbiseler gördüm içinde insan yok" demiştir. İki
yaklaşımın da aslına bakarsak maddeden daha çok "öze" yani insana
değer veren ya da verilmesi gerektiğini vurgulayan yaklaşımlardır. Fakat Hoca
duruma biraz da sitemkar yaklaşarak bu gerçeği olduğu şekliyle gözler önüne
sermiştir.
Yine
Mevlana "Pergel gibiyiz; bir ayağımız sımsıkı şeriata bağlı, diğer
ayağımızla yetmiş iki milleti dolaşıyoruz" diyerek aslında değerlerine
bağlı bir insanın yada toplumun kendisine güvenmesi gerektiğini; bu sayede tüm
insanlık içinde muteber olacağını vurgularken Nasreddin Hoca ise kendisine
sorulan dünya merkezine ilişkin bir soruya müthiş bir özgüvenle eşeğimin
ayağını bastığı yerdir cevabı verebilmiştir.
Başka
bir rivayette; Nasreddin Hoca'nın, (Allah’ım bu sıkıntıyı benden alma) diye dua
ettiğini duyanlar, Hoca'ya sorarlar:
- Niçin böyle dua ediyorsun, sıkıntının kalması için hiç dua edilir mi?
Hoca cevap verir:
- Allahü Teâlâ her sıkıntıdan sonra ferahlık, her ferahlıktan sonra sıkıntı vaad ediyor. Ben bu sıkıntıya alıştım, yeni gelecek sıkıntının ne olacağını bilmiyorum, ya sabredemeyeceğim bir sıkıntı olursa. Onun için bu sıkıntının kalması için dua ediyorum.
- Niçin böyle dua ediyorsun, sıkıntının kalması için hiç dua edilir mi?
Hoca cevap verir:
- Allahü Teâlâ her sıkıntıdan sonra ferahlık, her ferahlıktan sonra sıkıntı vaad ediyor. Ben bu sıkıntıya alıştım, yeni gelecek sıkıntının ne olacağını bilmiyorum, ya sabredemeyeceğim bir sıkıntı olursa. Onun için bu sıkıntının kalması için dua ediyorum.
Diğer taraftan Mevlana der ki,
"Derdin yoksa dert ara".
Bu sözden hareketle her iki şahsiyetçe de dünyada dertsiz insan olmayacağı, her
insanın aslında taşıyabileceği ölçüde bir derdi olduğu görüşünü
benimsenmektedir. Başka bir bakış açısıyla bakarsak insanı insan yapan değerin
dertlenmek olduğunu söyleyebiliriz. Kendi derdi olmasa bile insanlığın derdiyle
dertlenmeyene insan mı denir?
Bu örnekler çoğaltılacağı gibi
Anadolu insanının manevi dünyasında yer etmiş diğer gönül adamları da
incelenebilir. Fakat şu bir gerçek ki bilim dünyasında her ne kadar trene geç
binmiş bir milletin evlatları olsak da insanı anlamada ve manevi zenginlik
anlamında batı dünyasına tur bindirmiş durumdayız. Asıl düşünülmesi gereken ise
ayaklarımızın eskiden olduğu gibi hala kendi birikimlerimize basıp
basmadığıdır.
4 yorum:
bilim dünyasında her ne kadar trene geç binmiş bir milletin evlatları olsak da insanı anlamada ve manevi zenginlik anlamında batı dünyasına tur bindirmiş durumdayız.
TEŞEKKÜRLER CANIM ÇOK HOŞ YAZI
ELLERİNE SAĞLIK BENİM BU SÖZ ÇOOOOK HOŞUMA GİTTİ
:)
MUHABBETLE KAL
çok güzel bir yazı eşinede sanada tşkler canım..
aralarındaki durumu hiç düşünmemiştim bugüne dek.
hoş bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
sevgiler.
kelime doğulamayı kaldırırsanız yorum bırakmak çok daha kolay olacak bizim için.teşekkürler.
takipçi satın alma seçenekleri ;
takipçi satın al
takipçi satın al
Yorum Gönder